2025 yılı, henüz iki gününü geride bırakmışken, sinemada ilk biyografik filmi izleyicilere sunuyor. Gerçek hayat figürlerini -hem yaşayan hem de ölü- konu alan biyografik filmler, sinemada oldukça popüler bir tür haline geldi. Ancak “Better Man – Die Robbie Williams Story”, İngiliz mega pop yıldızı Robbie Williams’ın, on iki solo albümüyle büyük bir başarı elde etmiş olan sanatçının hayatını konu almasıyla öne çıkıyor. Bu filmde Robbie, performans yakalama teknolojisiyle CGI ile oluşturulmuş bir maymun tarafından canlandırılıyor. Bu maymun, Robbie’nin kendisini nasıl gördüğünü temsil ediyor ve anlatıcı olarak onun yaşamındaki iniş çıkışları, bağımlılık ve kişisel sorunlarla mücadeleyi anlatıyor.
Robbie’nin çocukluğu (Asmara Feik tarafından seslendirilen) İngiltere’nin Stoke-on-Trent kasabasında nispeten normal bir şekilde geçiyor, ancak utangaç ve popüler çocuklardan biri değil. Futbol gibi alanlarda sıkça alay konusu oluyor, ancak sevgi dolu büyükannesi (Alison Steadman) tarafından destekleniyor. Robbie’nin ebeveynleriyle, özellikle babası Peter (Steve Pemberton) ile ilişkisi ise gergin. Başlangıçta Robbie ile sahneye çıkma hayalini paylaşan babası, sonunda Pete Conway ismiyle mütevazı bir kariyer peşinden gitmek üzere ailesini terk ediyor.
16 yaşında, Robbie (şimdi Jonno Davies tarafından canlandırılıyor) daha fazla özgüven kazanıyor ve Take That adlı erkek grubuna katılma şansı buluyor, bu karar onun hayatını sonsuza kadar değiştiriyor. Grup anında ünlü olmasa da, menajerleri Nigel Martin-Smith (Damon Herriman) grubu başlangıçta gay çevresine yerleştirmeyi hedefliyor. Ancak, 1993’te “Everything Changes” albümünün yayınlanmasıyla Take That hızla yıldızlaşıyor. Robbie, çoğu şarkıyı yazan Gary Barlow’a (Jake Simmance) kıskançlık duysa da, üne kavuştuğu için keyif alıyor. Ancak, alkol ve uyuşturucuyla mücadelesi, başarısını gölgede bırakmaya başlıyor.
Ruhsal çöküşler ve çılgınlıklar arasında, Robbie 1995’te Take That’ten ayrılarak solo kariyerine başlıyor. Şarkı yazarı ve prodüktör Guy Chambers (Tom Budge) ile yaptığı işbirliği büyük bir başarı elde etse de, Robbie hala içsel şeytanları ve bağımlılığıyla mücadele etmeye devam ediyor. All Saints grubundan Nicole Appleton (Raechelle Banno) ile ilişki kurmasına rağmen sorunları devam ediyor ve kendini yok olma noktasına getiriyor, ancak hala ünlü Knebworth Festivali’nde sahne almayı hayal ediyor ve babasıyla olan kopuk ilişkisini yeniden kuruyor.
“Better Man – Die Robbie Williams Story” sıradan bir müzisyen biyografisi olabilirdi, ancak yönetmen Michael Gracey, “The Greatest Showman” üzerindeki çalışmalarıyla tanınan, Robbie’yi temsil eden maymunun yenilikçi kullanımıyla filme taze bir bakış açısı katıyor. Başlangıçta garip olan bu cesur seçim, sonunda başarılı oluyor ve unutulmaz bir görsel deneyim ortaya çıkıyor.
Film, Robbie’nin zorluklarını kendi perspektifinden aktarırken, uyuşturucu problemleri ya da içsel şeytanları konusunda göz yummuyor, ancak bunları yüceltmiyor da. Robbie’nin çalkantılı geçmişine yabancı olan izleyiciler için, filmdeki bazı anlar şok edici olabilir—ister bağımlılıkla mücadelesi, ister Nicole Appleton’a karşı olan kötü muamelesi. Buna rağmen film, Robbie’nin hit şarkılarıyla pek çok harika koreografi sunuyor ve bu şarkılar duygusal durumlarıyla uyumlu bir şekilde yerleştiriliyor. Zaman çizelgesine sıkı sıkıya bağlı kalmadan yapılan bu akıllıca hikaye anlatımı seçimi oldukça başarılı.
Wētā FX ekibi, “Planet of the Apes” ve “The Lord of the Rings” üzerindeki çalışmalarıyla tanınan, CGI maymununu hayat geçirmek konusunda mükemmel bir iş çıkarıyor. Destekleyici oyuncu kadrosu, özellikle Robbie’nin büyükannesi olarak Alison Steadman, dikkat çekiyor. Genel olarak, “Better Man – Die Robbie Williams Story”, bazen şok edici, bazen eğlenceli, biyografik bir şov olup, pop müziğin en büyük yıldızlarından birinin kişisel mücadelelerine dair dokunaklı bir bakış açısı sunuyor. 134 dakika süresince, izleyicinin dikkatini hiç kaybetmiyor.